24 Ocak 2025 Cuma

Rusya'nın "Ortodoks Hristiyanların Koruyucusu" Rolünün Tarihsel Gelişimi ve Etkileri

Rusya, tarih boyunca Ortodoks Hristiyanlığın koruyucusu rolünü üstlenmiş ve bu misyonu hem iç hem de dış politikasında önemli bir unsur olarak kullanmıştır. 

Bu makalede Rusya'nın bu rolü nasıl benimsediği, hangi adımları attığı ve bu anlayışın sosyal, kültürel, siyasi ve dini temelleri kronolojik bir sırayla ele alınacaktır.

1. Ortodoks Hristiyanlığın Benimsenmesi (10. Yüzyıl):

988 yılında Kiev Prensi Vladimir, Bizans İmparatorluğu ile yakın ilişkiler kurarak Ortodoks Hristiyanlığı resmi din olarak kabul etti. 

Bu olay, Rusya'nın dini ve kültürel kimliğinin şekillenmesinde temel bir rol oynadı. 

Bizans'tan alınan Ortodoks inancı, Rus toplumunun manevi ve milli değerlerinin kurucu unsuru haline geldi.

2. "Üçüncü Roma" İdeolojisi (15.-16. Yüzyıllar):

1453'te İstanbul'un Osmanlılar tarafından fethedilmesiyle Bizans İmparatorluğu sona erdi. 

Bu durum, Moskova'nın Ortodoks dünyasının yeni merkezi olduğu düşüncesini doğurdu. 

Moskova, Roma ve Konstantinopolis'ten sonra "Üçüncü Roma" olarak kabul edildi ve kendisini tüm Ortodoks Hristiyanların koruyucusu olarak görmeye başladı.

3. Osmanlı İmparatorluğu ile İlişkiler ve Koruyuculuk Misyonu (18.-19. Yüzyıllar):

18. ve 19. yüzyıllarda Rusya, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Ortodoks Hristiyanların hamisi rolünü üstlendi.

Rusya bu dönemde, Osmanlı yönetimi altındaki Balkanlar'da yaşayan Ortodoks toplulukların haklarını savunma iddiasıyla hareket etti. 

Özellikle 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması ile Rusya, Osmanlı topraklarındaki Ortodoksların koruyucusu olma hakkını elde etti. 

Bu durum, Rusya'nın Balkanlar'da nüfuzunu artırmasına ve Osmanlı İmparatorluğu'na karşı politikalarını şekillendirmesine zemin hazırladı.

4. Filistin'de Rus Ortodoks Faaliyetleri (19. Yüzyıl Sonları - 20. Yüzyıl Başları):

19. yüzyılın sonlarında Rusya, Ortodoks Hristiyanların koruyucusu rolünü Orta Doğu'ya da taşıdı. 

Özellikle Filistin'de kiliseler, okullar ve hastaneler inşa ederek bölgedeki Ortodoks Hristiyanların dini ve sosyal hayatına katkıda bulundu. 

Bu faaliyetler, Rusya'nın dini misyonunun bir parçası olarak değerlendirildi ve bölgedeki nüfuzunu pekiştirdi.

5. Sovyet Dönemi ve Sonrası (20. Yüzyıl):

Sovyetler Birliği döneminde devletin ateist politikaları nedeniyle Rus Ortodoks Kilisesi baskı altına alındı. 

Ancak Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra kilise yeniden güç kazandı ve Rusya'nın ulusal kimliğinin önemli bir parçası haline geldi.

Günümüzde Rus Ortodoks Kilisesi, devlet politikalarında etkili bir rol oynamakta ve Ortodoks Hristiyanların koruyucusu rolünü sürdürmektedir.

Sonuç:

Rusya'nın Ortodoks Hristiyanların koruyucusu rolü tarihsel süreçte dini, kültürel ve siyasi dinamiklerle şekillenmiştir. 

Bu misyon, Rusya'nın ulusal kimliğinin ve dış politikasının önemli bir unsuru olmuş, özellikle Ortodoks toplulukların bulunduğu bölgelerde nüfuzunu artırmasına katkı sağlamıştır.

0 yorumlar:

Yorum Gönder