30 Eylül 2023 Cumartesi

Osmanlı'da Sırp İsyanları

Osmanlı İmparatorluğu'nun 14. ve 15. yüzyıllarda Sırbistan topraklarını ele geçirmesiyle başlayan ve 19. yüzyılın başlarında Sırpların Osmanlı egemenliğine karşı başlattıkları ve 1878 yılında Sırbistan'ın bağımsızlığıyla sonuçlanan isyanlara Sırp İsyanları denir.

Osmanlı İmparatorluğu, 14. ve 15. yüzyıllarda Sırbistan topraklarını fethettiğinde, buradaki Sırp halkını da kendi egemenliği altına almıştır. Osmanlılar, Sırplara devşirme sistemiyle devlette yüksek mevkilere ulaşma fırsatı vermiş, dinlerini, dillerini ve kültürlerini de yaşatmalarına izin vermiştir. Ancak 18. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nun bir gerileme sürecine girmesi, Rusya ve Avusturya'nın kışkırtmaları, yeniçerilerin baskısı ve Fransız İhtilali'nin etkisiyle Sırplar ulusal bilinç temelinde bir bağımsızlık mücadelesi başlatmışlardır.

Birinci Sırp İsyanı (1804-1813)

Sırp İsyanları, iki aşamada gerçekleşmiştir. Birinci Sırp İsyanı, 1804 yılında, bir domuz çobanı olan Kara Yorgi önderliğinde başlamıştır. Bu isyan, Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Rusya'nın desteğiyle güç kazanmış ve 1806'da Belgrad'ın isyancılar tarafından ele geçirilmesiyle zirveye ulaşmıştır. 1812 yılında imzalanan Bükreş Antlaşması ile Sırplara bazı imtiyazlar tanınmıştır. Ancak Osmanlı İmparatorluğu, Rusya ile barış antlaşmasını akdettikten sonra isyanı bastırmak için harekete geçmiş ve, 1813'te Belgrad'ı geri almıştır. Kara Yorgi ise Avusturya'ya kaçmak zorunda kalmıştır. Böylece "Birinci Sırp Ayaklanması" nihayete ermiştir. Ayaklanmanın nedenleri kısaca şu şekilde açıklanabilir:

• Rusya ve Avusturya'nın kışkırtmaları.

• Osmanlı yönetimindeki otorite zayıflığı.

• Sırbistan'daki yeniçerilerin halka iyi davranmaması.

• Fransız İhtilali'nden sonra ortaya çıkan milliyetçilik akımları.

• Osmanlı-Avusturya Savaşları sırasında Sırbistan topraklarının savaş alanı haline gelmesi.

İkinci Sırp İsyanı (1815-1817)

Birinci Sırp İsyanı'nın bastırılmasından sonra Osmanlı yönetimi Sırplara verdikleri imtiyazları geri almaya çalışmıştır. Bununla birlikte Sırplar da tam tersi olarak sahip oldukları imtiyazları daha da arttırmak isteyerek 1814 tarihinde düzenlenen Viyana Kongresine heyet gönderip kendilerini gündeme getirmek istemişler, ancak bunda başarısız olmuşlardır. Bu çatışık durumsa, yeni bir ayaklanmaya neden olmuştur. İkinci Sırp İsyanı'nın önderi ise Miloş Obrenoviç'tir. Miloş Obrenoviç, 1815 yılında Pasarofça'da toplanan bir mecliste kendisini prens ilan etmiştir. Bu meclis, aynı zamanda bir anayasa hazırlamış ve Osmanlı İmparatorluğu'ndan bağımsızlık talep etmiştir.

Osmanlı İmparatorluğu'ysa tabii olarak bu talebi kabul etmedi ve ikinci bir savaş başladı. Ancak bu savaşta da Osmanlı ordusu, bu isyana karşı yeterli etkinliği gösteremedi. Bunda Osmanlı'nın savaştan yeni çıkmış yorgun bir devlet olmasının payı büyüktür. Keza bu isyanda Sırpları destekleyen ve Sırplar lehine isyana müdahalede bulunmaya hazır olan Rusya ve Avusturya İmparatorluklarının faaliyetlerini önlemek için de Osmanlılar fazla sert müdahalede bulunmaktan çekiniyorlardı. Neticede, Osmanlı İmparatorluğu, Miloş Obrenoviç'i prens olarak tanımak zorunda kaldı ve ona özerklik hakları verdi. Böylece İkinci Sırp İsyanı da sona erdi.

Sırpların Bağımsızlığı

Sırplar 1817 yılında elde ettikleri özerklikten sonra bağımsızlık için çalışmalarını sürdürmeye devam ettiler. 1829 yılında Edirne Antlaşması ile özerklikleri daha da genişletildi. 1876 yılında Osmanlı Devleti ile yeni bir savaşa girdiler. Bu savaşa Rusya da dahil oldu ve 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) meydana gekdi. Bu savaş sonunda imzalanan Berlin Antlaşması ile Sırplar tam bağımsızlıklarını kazandılar.

0 yorumlar:

Yorum Gönder