2 Haziran 2024 Pazar

II. Abdülhamid kimdir? Hayatı ve Eserleri

II. Abdülhamid, Osmanlı İmparatorluğu'nun 34. padişahı olarak, 31 Ağustos 1876'dan 27 Nisan 1909'a kadar tahtta kalmıştır. Saltanatı boyunca, Osmanlı İmparatorluğu'nda birçok reform gerçekleştirmiş ve modernleşme çabalarına katkıda bulunmuştur. Ancak, yönetimi aynı zamanda baskıcı ve otoriter yapısıyla da bilinmektedir. Abdülhamid'in hayatı, imparatorluğun son dönemindeki çalkantılı yılları ve bu dönemdeki politik ve sosyal değişimleri anlamak açısından büyük önem taşımaktadır.

Erken Yaşam ve Tahta Çıkışı

II. Abdülhamid, 21 Eylül 1842'de İstanbul'da doğdu. Babası Sultan Abdülmecid, annesi ise Tirimüjgan Kadınefendi'dir. Abdülhamid, iyi bir eğitim aldı ve Batı kültürü ile tanıştı. Gençlik yıllarında müzik, sanat ve edebiyatla ilgilendi. Babasının 1861'de ölümünden sonra amcası Sultan Abdülaziz tahta geçti ve Abdülhamid, onun yönetimi altında önemli deneyimler kazandı.

1876'da amcası Abdülaziz'in tahttan indirilmesi ve yerine V. Murad'ın tahta çıkmasıyla Osmanlı tahtında bir istikrarsızlık dönemi başladı. Ancak V. Murad'ın akıl sağlığının bozulması üzerine, sadece 93 gün sonra, Abdülhamid tahta çıkarıldı. Tahta çıktığında, Osmanlı İmparatorluğu iç ve dış tehditlerle karşı karşıyaydı ve ciddi bir reform ihtiyacı içindeydi.

Saltanatı ve Reformlar

II. Abdülhamid'in saltanatının ilk yılları, reform hareketleri ile geçti. 23 Aralık 1876'da I. Meşrutiyet ilan edildi ve Osmanlı Devleti'nin ilk anayasası olan Kanun-i Esasi yürürlüğe girdi. Bu anayasa ile birlikte, parlamenter sisteme geçildi ve Meclis-i Mebusan açıldı. Ancak, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) sırasında, iç karışıklıkların artması ve savaşın getirdiği zorluklar nedeniyle, II. Abdülhamid 1878'de meclisi feshetti ve anayasayı askıya aldı. Böylece, mutlakiyetçi bir yönetim tarzı benimsedi.

Abdülhamid'in uzun süren saltanatı boyunca birçok modernleşme çabası gerçekleştirilmiştir. Eğitim alanında önemli reformlar yapılmış, okullar ve üniversiteler açılmıştır. Mühendislik, tıp ve hukuk gibi alanlarda eğitim veren kurumlar kurulmuş ve eğitim seviyesi yükseltilmiştir. Ayrıca, haberleşme ve ulaşım alanında da önemli gelişmeler yaşanmış, telgraf hatları döşenmiş ve demiryolu ağları genişletilmiştir.

Baskıcı Yönetim ve İstibdat Dönemi

Abdülhamid'in saltanatının bir diğer önemli özelliği, baskıcı yönetim anlayışıdır. İstibdat dönemi olarak adlandırılan bu dönemde, basın özgürlüğü kısıtlanmış, muhalefet baskı altına alınmış ve birçok aydın sürgüne gönderilmiştir. Jurnal sistemi adı verilen istihbarat ağı ile halkın ve devlet görevlilerinin izlenmesi sağlanmıştır. Bu durum, Abdülhamid'in halk arasında "Kızıl Sultan" olarak anılmasına yol açmıştır.

Tahttan İndirilmesi ve Son Yılları

II. Abdülhamid'in baskıcı yönetimine karşı tepkiler zamanla arttı ve Jön Türkler hareketi güç kazandı. 1908'de Jön Türkler, II. Meşrutiyet'in ilanını sağlayarak Abdülhamid'i anayasal düzeni yeniden kabul etmeye zorladılar. Ancak, 31 Mart Vakası olarak bilinen isyanın ardından, 27 Nisan 1909'da Abdülhamid tahttan indirildi ve yerine kardeşi V. Mehmet Reşad tahta geçti. Abdülhamid, Selanik'e sürgüne gönderildi ve daha sonra İstanbul'da Beylerbeyi Sarayı'nda gözetim altında yaşadı.

Ölümü ve Mirası

II. Abdülhamid, 10 Şubat 1918'de İstanbul'da öldü. Abdülhamid'in yönetimi, Osmanlı İmparatorluğu'nun modernleşme çabaları ile baskıcı yönetim anlayışının bir arada bulunduğu bir dönem olarak hatırlanmaktadır. Eğitim, ulaşım ve haberleşme alanındaki reformları, imparatorluğun modernleşmesine katkı sağlarken, baskıcı yönetim tarzı ise birçok muhalefet hareketine yol açmıştır. Abdülhamid'in mirası, bugün hala tartışılan ve tarihçilerin ilgisini çeken bir konudur.

Sonuç

II. Abdülhamid'in hayatı ve saltanatı, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemindeki karmaşık ve çalkantılı yılları anlamak açısından büyük önem taşımaktadır. Reformları ve baskıcı yönetimi ile Abdülhamid, Osmanlı tarihinin en önemli figürlerinden biridir ve onun dönemi, imparatorluğun modernleşme sürecinde kritik bir rol oynamıştır.

0 yorumlar:

Yorum Gönder