13 Ocak 2025 Pazartesi

19. Yüzyıl Başlarında Prusya'daki Muhafazakar Yapı Hakkında Malumat

Prusya, Napolyon Savaşları sonrasında 1815'te kurulan Alman Konfederasyonu'nun bir üyesiydi.

Konfederasyon, prenslerin ve kralların egemenliğini korumayı amaçlayan muhafazakâr bir yapıydı. Prusya da bu genel eğilime uygun olarak, mutlak monarşi ile yönetiliyordu.

Kral, Tanrı'nın yeryüzündeki temsilcisi olarak görülüyor ve yetkileri sınırsız kabul ediliyordu.

Anayasal bir yönetim yoktu ve halkın siyasi katılımı söz konusu değildi.

Toplum, aristokrasi, toprak sahipleri ve kilise gibi geleneksel güç odaklarının hakimiyetindeydi.

Aydınlanma düşüncelerinin ve Fransız Devrimi'nin etkileri, bu muhafazakâr düzen tarafından engellenmeye çalışılıyordu.

Basın Özgürlüğünün Yokluğu:

Prusya'da basın özgürlüğü ciddi şekilde kısıtlanmıştı. 1819'da yürürlüğe giren Karlsbad Kararları, basın üzerinde sıkı bir sansür uygulamasını öngörüyordu.

Bu kararlar liberal ve devrimci fikirlerin yayılmasını engellemeyi amaçlıyordu.

Gazeteler ve diğer yayınlar, hükümet tarafından önceden denetleniyor ve eleştirel içeriklere izin verilmiyordu.

Muhalif yazarlar ve gazeteciler baskı altına alınıyor, tutuklanabiliyor veya sürgüne gönderilebiliyordu.

Örneğin, Karl Marx'ın Rheinische Zeitung gazetesindeki yazıları nedeniyle gazetenin kapatılması, bu sansürün bir örneğidir.

Siyasi Şiddetin Bastırılması:

Prusya hükümeti, siyasi muhalefeti şiddetle bastırıyordu. Gizli polis teşkilatları, muhalif grupları ve bireyleri izliyor ve fişliyordu.

Siyasi toplantılar ve gösteriler yasaktı. Muhalifler tutuklanabiliyor, hapse atılabiliyor veya sürgüne gönderilebiliyordu.

Üniversitelerde liberal fikirleri savunan öğretim üyeleri görevden alınabiliyordu. Örneğin "Genç Hegelciler" gibi radikal düşünce grupları, hükümet tarafından yakından takip ediliyordu ve faaliyetleri kısıtlanıyordu.

Bu baskı ortamı, siyasi muhalefetin açıkça ifade edilmesini zorlaştırıyor ve gizli örgütlenmelere yol açabiliyordu.

Örnekler:

Karlsbad Kararları (1819): Bu kararlar, Alman Konfederasyonu'ndaki üniversitelerde ve basında sıkı bir denetim öngörüyordu.

Öğretim üyeleri ve yazarlar, hükümeti eleştiren fikirler yaymaktan men ediliyordu. Öğrenci dernekleri ve siyasi toplantılar yasaklanıyordu.

Demagoji Soruşturmaları ya da Demagoglara Yönelik Zulüm (Demagogenverfolgung): Karlsbad Kararları'nın ardından, liberal ve milliyetçi hareketlere karşı geniş çaplı soruşturmalar başlatıldı.

Birçok öğrenci, akademisyen ve yazar tutuklandı ve hapse atıldı.

Basın Sansürü: Gazeteler ve kitaplar, yayınlanmadan önce hükümet tarafından denetleniyordu. Eleştirel içeriklere izin verilmiyor ve sansürleniyordu.

Bu örnekler 1818'de Prusya'daki muhafazakârlığın ne kadar güçlü olduğunu ve siyasi özgürlüklerin ne kadar kısıtlı olduğunu göstermektedir.

Bu baskıcı ortam Karl Marx'ın siyasi düşüncelerinin ve sistem eleştirisinin şekillenmesinde önemli bir etken olmuştur.

Özellikle basın özgürlüğünün olmaması ve siyasi muhalefetin şiddetle bastırılması, Marx'ın otoriteye karşı eleştirel bir duruş geliştirmesine ve toplumsal değişim arayışına girmesine katkıda bulunmuştur.

0 yorumlar:

Yorum Gönder