Weimar Cumhuriyeti, Almanya’nın 1919’dan 1933’e kadar süren demokratik yönetim dönemine verilen isimdir.
Birinci Dünya Savaşı’nda Almanya’nın yenilgisinden sonra, imparatorluk (Kaiserreich) çöktü ve yerine bir cumhuriyet kuruldu. Adını, anayasasının hazırlandığı şehir olan Weimar’dan alır. Kısaca, Almanya’nın savaş sonrası toparlanmaya çalıştığı ve demokrasiye geçiş deneyi diyebiliriz, ama bu deney pek de huzurlu geçmedi.
Nasıl Kuruldu?
1918’de savaş bittiğinde, Almanya kaosa sürüklendi. İmparator II. Wilhelm tahtını terk etmek durumunda kaldı, ülke ekonomisi çökmüştü ve halk ayaklanıyordu.
Bu ortamda, sosyal demokratlar önderliğinde 9 Kasım 1918’de cumhuriyet ilan edildi.
1919’da Weimar’da toplanan ulusal meclis, yeni bir anayasa hazırladı. Bu anayasa, o döneme göre oldukça demokratikti: Halkın seçtiği bir parlamento (Reichstag), cumhurbaşkanı ve temel haklar gibi unsurlar içeriyordu. İlk cumhurbaşkanı Friedrich Ebert oldu.
Özellikleri Nasıldı?
Weimar Cumhuriyeti, teoride demokratik bir sistemdi. Parlamento seçimle iş başına gelir, hükümet bu meclisten çıkardı.
Ancak, acil durumlarda cumhurbaşkanına geniş yetkiler veren meşhur “Madde 48” gibi tartışmalı kurallar da vardı. Bu madde, sonradan demokrasinin altını oyan bir araç haline geldi. Ülke, federal bir yapıya sahipti; yani eyaletler (Länder) kendi iç işlerinde bir miktar özerkti ama merkezi hükümet üstünlüğünü korurdu.
Neden Zor Bir Dönemdi?
Weimar Cumhuriyeti, baştan sona krizlerle boğuştu:
Versay Antlaşması: Savaşın suçlusu olarak gösterilen Almanya’ya ağır yaptırımlar getirildi. Toprak kaybı, askerî kısıtlamalar ve devasa tazminatlar halkı çıldırttı.
“Sırtından bıçaklanma” düşüncesi (savaşın cephede değil, içerideki “hainler” yüzünden kaybedildiği iddiası) bu dönemde yayıldı.
Ekonomik Kriz:
Tazminatlar ve savaşın yıkımı yüzünden ekonomi dibe vurdu. 1923’te hiperenflasyon patladı; mark o kadar değersizdi ki, insanlar parayla duvar kâğıdı yapıyordu. 1929’daki Büyük Buhran ise işsizliği ve yoksulluğu iyice artırdı.
Siyasi Kaos:
Sağ ve sol gruplar sürekli çatışıyordu. Komünistler (örneğin Spartaküs Ayaklanması) devrim isterken, aşırı sağcılar (Freikorps gibi milisler) eski düzeni geri getirmeye çalışıyordu. Hükümet bu grupları kontrol etmekte zorlandı.
Darbe Girişimleri: 1920’de Kapp Putschu gibi sağcı darbeler ve 1923’te Hitler’in Bavyera’daki başarısız darbe girişimi (Birahane Darbesi) istikrarsızlığı artırdı.
Sonu Nasıl Geldi?
Weimar Cumhuriyeti, iç ve dış baskılara dayanamadı. 1920’lerin sonlarında ekonomi biraz toparlansa da, 1929’daki Büyük Buhran her şeyi altüst etti.
İşsizlik ve sefalet, halkı radikal çözümlere itti. Nazi Partisi, bu ortamda “düzeni sağlayacağı” vaadiyle yükseldi. 1933’te Hitler, Reichstag’daki çoğunluğun desteğini alarak başbakan oldu.
Ardından, Reichstag Yangını olayındaki komploları sebep gösterekek demokratik hakları askıya aldı ve Weimar Anayasası fiilen çöktü. Nazi iktidarı tam manasıyla ise bu şekilde başladı.
0 yorumlar:
Yorum Gönder