II. Göktürk Kağanlığı, tarihte "İkinci Türk Kağanlığı" olarak da bilinen, 7. ve 8. yüzyıllarda Orta Asya'da hüküm sürmüş büyük bir Türk devletidir.
Birinci Göktürk Kağanlığı'nın yıkılmasından yaklaşık elli yıl sonra, 682 yılında Kutluk Kağan önderliğinde kurulmuştur.
Bu devlet, Türk tarihinde önemli bir dönüm noktası olmuş, Göktürklerin yeniden siyasi bir güç olarak ortaya çıkışını temsil etmiştir.
Birinci Göktürk Kağanlığı, 6. yüzyılda Orta Asya'da geniş bir imparatorluk kurmuş ancak 7. yüzyılın başlarında iç karışıklıklar ve Çin entrikaları sonucunda zayıflayarak 630 yılında Tang Hanedanlığı'na yenilmiş ve yıkılmıştı.
Göktürkler bu yenilgi sonrası yaklaşık elli yıl boyunca Çin egemenliği altında yaşamışlardır. Bu dönemde Çinliler, Göktürkleri farklı bölgelere dağıtmış ve onların siyasi birliğini engellemeye çalışmışlardır. Ancak Göktürkler, bağımsızlık özlemlerini hiçbir zaman kaybetmemişlerdir.
680'li yıllara gelindiğinde, Çin'in zayıflamasından da faydalanan Göktürkler, Kutluk Kağan önderliğinde yeniden ayaklanmışlardır.
Kutluk Kağan, Aşina soyundan gelmekteydi ve Birinci Göktürk Kağanlığı'nı yeniden canlandırma amacındaydı. 682 yılında Ötüken bölgesinde isyan bayrağını açan Kutluk Kağan, kısa sürede çevresine çok sayıda Göktürk boyunu toplamayı başarmıştır. Bu isyan hareketi başarıya ulaşmış ve 682 yılında II. Göktürk Kağanlığı kurulmuştur. Kutluk Kağan, "İlteriş Kağan" unvanını alarak kağan ilan edilmiştir. "İlteriş" unvanı, "ülkeyi, ili derleyen, toparlayan" anlamına gelmektedir ve Kutluk Kağan'ın bu yeni devleti kurma ve birleştirme misyonunu yansıtmaktadır.
İlteriş Kağan'ın öncelikli hedefi, dağılmış olan Göktürk boylarını bir araya getirmek ve Çin egemenliğinden kurtulmaktı.
Bu amaçla askeri seferlere girişmiş ve kısa sürede Ötüken ve çevresinde Göktürk egemenliğini yeniden tesis etmiştir. İlteriş Kağan, cesur ve yetenekli bir liderdi. Yanında oğlu Bilge Kağan ve kardeşi Kül Tigin gibi önemli komutanlar vardı. Devletin ilk yıllarında, Çin'e karşı sürekli mücadele edilmiş ve Göktürk toprakları genişletilmiştir. İlteriş Kağan'ın 691 yılında ani ölümü üzerine, yerine kardeşi Kapgan Kağan geçmiştir.
Kapgan Kağan dönemi (691-716), II. Göktürk Kağanlığı'nın en parlak ve en geniş sınırlarına ulaştığı dönem olmuştur. Kapgan Kağan da tıpkı İlteriş Kağan gibi askeri yetenekleri yüksek ve hırslı bir liderdi.
Kağanlığı boyunca Çin'e, Kırgızlara, Türgişlere ve diğer Türk boylarına karşı birçok başarılı sefer düzenlemiştir.
Bu seferler sayesinde Göktürk Devleti'nin sınırları batıda Demir Kapı'ya, doğuda Şantung'a, kuzeyde Baykal Gölü'ne ve güneyde Kerulen Nehri'ne kadar ulaşmıştır.
Kapgan Kağan, askeri başarılarının yanı sıra, devlet teşkilatını da güçlendirmiş ve Göktürk Kağanlığı'nı Orta Asya'nın en güçlü devletlerinden biri haline getirmiştir.
Ancak Kapgan Kağan'ın otoriter yönetimi ve sürekli savaş politikaları, bazı boyların ve devlet adamlarının tepkisini çekmiştir. Sonuç olarak, 716 yılında Bayırku Türkleri ile yapılan bir sefer sırasında öldürülmüştür.
Kapgan Kağan'ın ölümünden sonra, Göktürk tahtı için bir mücadele dönemi başlamıştır. Kapgan Kağan'ın oğlu İnel Kağan tahta geçse de, İlteriş Kağan'ın oğulları Bilge Kağan ve Kül Tigin bu durumu kabul etmemişlerdir. Kül Tigin'in aktif rol oynamasıyla İnel Kağan tahttan indirilmiş ve 716 yılında Bilge Kağan, Göktürk Kağanı ilan edilmiştir. Bilge Kağan dönemi (716-734), II. Göktürk Kağanlığı'nın altın çağı olarak kabul edilir.
Bilge Kağan, hem askeri hem de siyasi dehasıyla devleti başarıyla yönetmiştir. Kardeşi Kül Tigin'i ordu komutanı yapmış ve onunla birlikte devleti istikrara kavuşturmuştur. Bu dönemde, Çin ile barış politikası izlenmiş, ticari ve kültürel ilişkiler geliştirilmiştir. İç huzurun sağlanması ve dış ilişkilerin düzenlenmesi sayesinde, Göktürk halkı refah içinde yaşamıştır. Bilge Kağan, ülkeyi bayındır hale getirmeye, şehirler kurmaya ve halkın yaşam standartlarını yükseltmeye önem vermiştir.
Bilge Kağan ve Kül Tigin'in en önemli kültürel miraslarından biri, diktirdikleri Orhun Yazıtları'dır. Bu yazıtlar, Göktürk alfabesiyle yazılmış ve hem Göktürk tarihini aydınlatan önemli bir kaynak olmuş, hem de Türk dilinin ve edebiyatının en eski ve değerli örneklerini oluşturmuştur. Yazıtlarda, Bilge Kağan ve Kül Tigin'in halkına öğütleri, devlet yönetimi anlayışları, askeri başarıları ve dönemin sosyal ve siyasi olayları detaylı bir şekilde anlatılır. Orhun Yazıtları, sadece Göktürk tarihi için değil, tüm Türk dünyası için büyük bir kültürel ve tarihi değere sahiptir.
Ancak, II. Göktürk Kağanlığı'nın altın çağı uzun sürmemiştir. Kül Tigin'in 731 yılında ve Bilge Kağan'ın 734 yılında vefatları, devlet için büyük bir kayıp olmuştur. Bilge Kağan'ın ölümünden sonra yerine oğulları geçmiş olsa da, devlet eski gücünü kaybetmeye başlamıştır. İç karışıklıklar, taht kavgaları ve boylar arasındaki rekabet yeniden su yüzüne çıkmıştır.
Ayrıca, Basmiller, Karluklar ve Uygurlar gibi yeni Türk boylarının da güçlenmesi, Göktürk Kağanlığı'nı zor durumda bırakmıştır. 8. yüzyılın ortalarına doğru, Uygurlar ve Karluklar, Göktürk egemenliğine karşı ayaklanmışlardır. 744 yılında Uygur, Karluk ve Basmil ittifakı, Göktürk Kağanlığı'nı kesin olarak yıkmış ve yerine Uygur Kağanlığı kurulmuştur.
II. Göktürk Kağanlığı, yaklaşık 60 yıl kadar yaşamış olsa da, Türk tarihinde derin izler bırakmıştır. Birinci Göktürk Kağanlığı'nın mirasını devralmış, Türk siyasi birliğini yeniden sağlamış ve Orta Asya'da güçlü bir Türk devleti kurmuştur. Orhun Yazıtları gibi önemli kültürel eserler bırakmış, Türk dilinin ve edebiyatının gelişmesine katkıda bulunmuştur. II. Göktürk Kağanlığı, Türklerin tarih sahnesindeki önemli ve etkili devletlerinden biri olarak kabul edilir ve günümüzde de Türk dünyası için önemli bir ilham kaynağı olmaya devam etmektedir.
0 yorumlar:
Yorum Gönder