30 Eylül 2023 Cumartesi

Tripoliçe Katliamı Nedir?

Tripoliçe Katliamı, 23 Eylül 1821 tarihinde Yunan İsyanı sırasında gerçekleşmiş bir trajedidir. Şehrin düşmesiyle birlikte Müslüman (Türk ve Arnavut) ve Yahudi nüfusun büyük bir kısmı katledilmiştir. 

Katliamın boyutları konusunda farklı tahminler bulunmaktadır. İngiliz tarihçi Thomas Gordon, öldürülen sivillerin sayısını 8.000 olarak tahmin ederken 8.000 de Osmanlı askerinin öldürüldüğünü beyan etmektedir. J. M. Wagstaff 10.000 - 15.000 arasında bir sivil katliamının yaşandığını belirtmektedir. William St. Clair ise 10.000'den fazla sivilin katledildiğini yazmaktadır. Yaşanan bu katliamda, kadınların ve çocukların da aralarında bulunduğu insanlar öldürülmüştür.

Olaylar sırasında şiddetin boyutları oldukça korkunçtur. İngiliz tarihçi Walter Alison Phillips bu katliam hakkında şunları yazmaktadır: "Şehir sakinleri üç gün boyunca vahşi bir grubun insafına terk edildi. Yaş ve cinsiyet ayrımı yapılmaksızın kadınlar ve çocuklar da işkenceye maruz bırakıldı ve katledildi. Katliamın o derece büyüktü ki Yunan komutan Kolokotronis, şehrin kapısından hisara kadar ilerlerken atının ayağının hiç toprağa değmediğini söyledi. 

İngiliz tarihçi Walter Alison Phillips Tripoliçe katliamı hakkında:

"Üç gün boyunca şehrin sakinleri, vahşi bir grubun acımasızlığına ve insafına terk edildi. Yaş ve cinsiyet ayrımı yapılmadı. Kadınlar ve çocuklar katledilmeden önce işkencelere tabî tutuldu. Katliam o kadar büyüktü ki, (Yunan komutan) Kolokotronis kapıdan girip de hisara kadar ilerlerken atının ayaklarının yere hiç dokunmadığını söyledi. Şehirdeki Yunan zaferinden sonra yol kenarları cesetler ile doldu. Kadınların ve çocukların bulunduğu Müslüman kitleleriyse sığırlar gibi doğrandı."

William St. Clair, yabancı subayların gözlemlerine dayanarak katliam sırasında yaşanan dehşeti şöyle anlatır: 

"10 bin üzerinde Türk öldürüldü. Paralarını sakladığı şüphe edilen tutsaklaraysa işkence edildi. Kolları ve bacakları kesildi, bununla da kalmayarak ateşin üzerinde yavaş yavaş kızartıldılar. Hamile olan kadınlarınsa karınları kesildi, kafaları kesildi ve köpek kafaları bacaklarının arasına sokuldu. Cumadan pazara kadar hava çığlık sesleriyle doluydu... Bir Yunan '90 kişiyi öldürdüm' diye övünüyordu. Yahudi topluluğu da sistemli bir şekilde işkenceden geçirildi... Haftalarca aç bırakılan Türk çocukları çaresiz yıkıntıların arasında koşarken Yunanlar tarafından yere atıldılar sonra da vuruldular... Su kuyularıysa cesetlerle dolduruldu..."

"Yunanistan'daki Türkler arkalarında az bir iz bıraktılar. 1821 ilkbaharında dünyanın geri kalanı tarafından arkalarından gözyaşı dökülmeden ve fark edilmeden aniden yok oldular. Bir zamanlar Yunanistan'ın, her tarafına dağılmış büyük bir Türk nüfusuna sahip olduğuna inanmak çok zordu. Bu ailelerin arasında varlıklı çiftçiler, tüccarlar, memurlar yaşıyordu ve yüzlerce yıl boyunca burada yaşamış ve buraları kendi yurtları olarak kabul etmişlerdi... Kasıtlı ve acımasızca öldürüldüler ve hiçbir zaman pişmanlık gösterilmedi."

Tripoliçe Katliamı'nın ardından Mora'da da Müslümanlara yönelik sistemli katliamlar gerçekleşti. Tahminlere göre bu dönemde en az 20.000 Müslüman hayatını kaybetti. Müslüman Türkler kadar olmasa da Yahudiler de büyük sayıda kayıp veren gruplar arasındaydı.

Katliamın yaşandığı tarihlerde Tripoliçe'nin nüfus tahminleri:

Tripoliçe, tarihin farklı dönemlerinde çeşitli nüfus verilerine sahip olmuş bir şehirdir. 1805 yılında William M. Leake'e göre Tripoliçe'de 1000 hane Yunanlılara ait olup toplamda 2500 hane bulunmaktadır. 1813 yılındaysa Henry Holland, Tripoliçe'nin büyük ve surlarla çevrili bir şehir olduğunu ve nüfusunun üçte birinin veya dörtte birinin Türk olmak üzere, yaklaşık 15.000 kişi olduğunu belirtir. Aynı yıl Tripoliçe'yi ziryaret eden Gell ise, şehirdeki nüfusun 20.000 ile 30.000 arasında olduğunu ifade etmektedir.

Daha eski bir kaynağa dayanarak 1828'de Maximilian Thielen tarafından yazılan kitapta, Tripoliçe'nin duvarlarla çevrili, içerisinde de altı kapılı yüksek bir kaleye sahip istihkâmlı bir şehir olduğu anlatılmaktadır. Şehirde dört büyük cami, altı Yunan kilisesi, birkaç vakıf, çok sayıda hamam, merkezde bir pazar yeri ve geniş caddeler bulunmaktadır. Thielen ayrıca Tripoliçe'de canlı bir ticaret hayatının olduğunu ve yaklaşık 12.000 kişilik bir nüfusun olabileceğini tahmin etmektedir.

Ancak 1822 yılı Ekim ayında, Yunan İsyanı sırasında diğer yerleşim bölgelerinden kaçan Müslümanlar Tripoliçe'ye sığındırlar. Ne var ki bu şehir Yunanlı isyancılar tarafından yukarıda anlatıldığı üzere ele geçirildi ve burada bulunan, tahminlere göre 25 bin ila 30 bin arasında olduğu düşünülen Müslüman nüfusun tamamı öldürüldü. Bu acımasız katliamsa, şehirdeki tarihsel demografik yapının trajik bir dönüm noktasını oluşturdu.

0 yorumlar:

Yorum Gönder