Bu yazıda, 22 Temmuz 1946 yılında Kudüs'teki King David Oteli'ne düzenlenen bombalı saldırının nedenleri, sonuçları ve sorumluları hakkında bilgi vermeye çalışacağız. Bu saldırı, Filistin'in İngiliz mandası altında olduğu ve Siyonist yeraltı örgütlerinin bağımsız bir Yahudi devleti kurmak için şiddet eylemlerine başvurduğu bir dönemde gerçekleşti. Saldırıda 91 kişi hayatını kaybetti ve 46 kişi yaralandı. Saldırının planlayıcısı olan Menahem Begin ise daha sonra İsrail'in başbakanı oldu.
Saldırının arka planı
İngiltere, I. Dünya Savaşı'ndan sonra Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasıyla birlikte Filistin'i mandası altına aldı. 1917'de yayınladığı Balfour Deklarasyonu ile Filistin'de bir Yahudi yurdu kurulmasını desteklediğini açıkladı. Ancak bu politika Filistinli Arapların direnişiyle karşı karşıya kaldı. Bununla birlikte bölgede her geçen Yahudi göçmenlerin artmasıyla birlikte iki topluluk arasında karşılıklı çatışmalar meydana geldi. İngiltere hem Araplar hem de Yahudiler arasında bir denge kurmaya çalıştı, ancak her iki tarafın da güvenini kaybetti.
1930'larda Nazi Almanyası'nın yükselişiyle birlikte Avrupa'dan Filistin'e Yahudi göçü daha da hızlandı. Bu durumsa Filistinli Arapların İngilizlere karşı ayaklanmasına yol açtı. 1936-1939 yılları arasında süren Arap ayaklanması, İngilizler tarafından bastırıldı. Yaşanan tüm bu gelişmelerin ardından İngiltere, Yahudi göçünü sınırlamak ve Filistin'i Arap ve Yahudi devletleri olarak ikiye bölmek için bir plan hazırladı. Bu plansa hem Yahudiler hem de Araplar tarafından reddedildi.
II. Dünya Savaşı'nda İngiltere'nin müttefiki olan Yahudiler, savaştan sonra bağımsızlık taleplerini yinelediler. Ancak İngiltere, Filistin sorununu Birleşmiş Milletler'e havale etti. Bu sırada Siyonist terör örgütleri Haganah, Irgun ve Lehi, İngilizlere karşı silahlı mücadeleye başladılar. Bu örgütlerden en radikal olan Irgun, Menahem Begin liderliğinde terör eylemleri düzenledi.
Saldırının gerçekleşmesi
1946 yılında Birleşmiş Milletler, Filistin'i incelemek üzere bir komisyon gönderdi. Bu komisyonun raporunu bekleyen İngiltere, Filistin'deki Yahudi göçünü durdurdu ve Siyonist liderleri tutukladı. Bu durum Siyonist örgütleri öfkelendirdi ve intikam eylemleri gerçekleştirmeye karar verdiler.
Irgun lideri Menahem Begin ve Haganah lideri Moşe Sneh'in hazırladığı gizli plan uyarınca King David Oteli içindekilerle birlikte patlatılacaktı. Bu otel hem İngiliz askeri hem de sivil yönetimin merkeziydi. Ayrıca Birleşmiş Milletler komisyonunun raporunun da burada bulunduğu sanılıyordu.
22 Temmuz 1946 günü Arap ve Sudanlı garsonlar kılığında içeriye girmeyi başaran altı Irgun militanı, süt kovası süsü verilmiş patlayıcı yüklü sandıkları otelin bodrumunda bulunan La Regence Restoran'ına sokmayı başardı. Binanın kolonlarına patlayıcıları bağlayan militanlar, daha sonra hızla dışarı çıkarak kendilerini bekleyen kamyonetle bölgeden ayrıldı.
Irgun, saldırıdan önce oteli arayarak uyarıda bulunduğunu iddia etti. Ancak otel yönetimi ve İngiliz yetkililer bu uyarıyı ciddiye almadılar. 25 dakika sonra meydana gelen patlamada 91 kişi hayatını kaybetti ve 46 kişi yaralandı. Ölenlerin kimlikleri ve milletleri de dikkat çekiciydi: 28 İngiliz, 42 Arap, 17 Yahudi, 2 Ermeni, 1 Rus, 1 Yunan.
Saldırının sonuçları
King David Oteli'nin bombalanması Filistin'deki İngiliz mandasının sonunu hızlandırdı. İngiltere, Filistin sorununu Birleşmiş Milletler'e bıraktı. Birleşmiş Milletler ise Filistin'i Arap ve Yahudi devletleri olarak ikiye bölmeyi önerdi. Bu plan, bölgede Araplar, Yahudilerin iki katı olmasına rağmen toprakların %60'ına yakınının Yahudilere bırakılmasını öngörüyordu. Bu durumu kendileri lehine olağanüstü bir genişleme olarak kabul eden Yahudiler bu planı kabul etti. Ancak bu plan, adil bir şekilde oluşturulmadığı, bölgedeki nüfusun 3'te 2'sinin Araplar tarafından teşkil edildiği ve planın self-determination haklarını da hiçe saydığı iddiasıyla Araplar tarafından reddedildi. 1947 yılında Filistin'de iç savaş başladı. 1948 yılında ise İsrail devleti ilan edildi.
King David Oteli saldırısının planlayıcısı olan Menahem Begin ise siyasete atıldı. Irgun örgütünü dağıttıktan sonra Herut Partisi'ni kurdu. 1977 yılında Likud Partisi'nin lideri olarak İsrail'in Başbakanı oldu. 1978 yılında Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat ile Camp David Anlaşması'nı imzalayarak Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü. Bugünse İsrail'de "ulusal kahraman" olarak anılmaktadır.
0 yorumlar:
Yorum Gönder