Yunan mitolojisinde Daphne, güzelliğiyle ünlü bir su perisiydi. Babası Peneus, bir nehir tanrısıydı. Daphne, avcılığı çok severdi ve ormanda yaşardı. Evlenmek istemiyordu ve bu yüzden de her talibini reddediyordu.
Bir gün Apollon, aşk tanrısı Eros'un altın okuyla vuruldu ve Daphne'ye aşık oldu. Eros, Apollon'un kendisiyle alay etmesine kızgındı ve ona öç almak istiyordu.[1] Bu yüzden Daphne'yi de aşktan nefret eden gümüş okuyla vurdu.
Apollon, Daphne'yi gördüğü anda onun peşine düştü. Daphne ise ondan kaçtı. Apollon, ona yaklaştıkça Daphne daha çok korktu ve babasından yardım istedi. Peneus, kızını defne ağacına dönüştürdü ve onu Apollon'un elinden kurtardı.
Apollon ise, Daphne'nin kalp atışlarını duyduğu defne ağacına sarıldı ve onunla birlikte olamayacağı için çok üzüldü. Defne yapraklarından kendine bir taç yaptı ve başından hiç çıkarmadı. Bu tacı da zaferin simgesi olarak kabul etti. Apollon'un heykellerinde sürekli olarak defne ağacından yapılmış tacıyla tasvir edilmesinin altında yatan hikayesi budur.
Daphne'nin hikayesi Yunan mitolojisindeki en ünlü aşk destanlarından birisidir. Bu destanın bazı kaynaklara göre Antakya'nın Harbiye beldesinde geçtiği söylenir. Burada bulunan şelalelerin "Daphne'nin Gözyaşları" adını taşıdığı ve defne ağaçlarıyla çevrili olduğu anlatılır.
Dipnotlar:
Apollon da Eros gibi okçuluğunda mümtaz bir karakterdi. Bu yüzden okçuluk hususunda Eros'la aralarında bir rekabet vardı. Bu mesele üzerinde Apollon, Eros'un okçuluğu ile alay edince Eros buna sinirlendi ve iki tane ok tasarladı. Bu oklardan bir tanesini altından yapmıştı. Bu altın ok, vurulan kişiyi gördüğü ilk kişiye karşı sırılsıklam aşık edecekti. Diğer ok da gümüşten yapılarak tam tersine, görülen ilk kişiden inanılmaz şekilde uzaklaşılmasını sağlayacaktı. Eros böylece altın okla Apollon'u, diğer okla da Daphne'yi vurmuştu.
0 yorumlar:
Yorum Gönder