11 Ekim 2023 Çarşamba

Filistin Mandası nedir?

Filistin Mandası, Birleşik Krallık'ın Filistin'deki Osmanlı İmparatorluğu hakimiyetine son vermesiyle birlikte İtilaf Devletleri tarafından kararlaştırılan ve Milletler Cemiyeti tarafından da Haziran 1922'de resmen onaylanarak kurulan bir manda cumhuriyetiydi. Bu yazıda, Filistin Mandası'nın tarihçesi, siyasi yapısı, ekonomisi ve kültürü hakkında bilgi vermeye çalışacağız.

Filistin Mandası'nın Tarihçesi

 1. Dünya Savaşı sırasında General Edmund Allenby komutasındaki Mısır Seferi Kuvvetleri, Türk kuvvetlerini yenerek Filistin'i ele geçirmişti. Birleşik Krallık, savaş öncesinde bölgenin Arap önderlerinden olan Şerif Hüseyin ile anlaşarak Osmanlı İmparatorluğu'na isyan etmeleri karşılığında bağımsız bir Arap devleti vaadinde bulunmuştu (McMahon-Hüseyin Yazışmaları). Ancak Birleşik Krallık ayrıca Sykes-Picot Antlaşması ile de bölgeyi Fransa ile paylaşmıştı. Savaşın son demlerinde Birleşik Krallık Başbakanı Arthur James Balfour'un Filistin'de bir Yahudi yurdu kurulması hakkında yayınlamış olduğu deklarasyon işleri daha da karışık bir hale sokmuştu. Bu durumsa bölgede günümüze kadar devam eden kaos, şiddet ve savaş gibi olayların önünü açmıştı.

Savaş bittikten sonra Birleşik Krallık İşgal Yönetimi, Filistin'de Suriye'den ayrı bir yönetim kurdu. İngilizler bölgenin sürekli kontrolü sağlayabilmek için meşruiyet aradılar ve bu meşruiyeti de 1922'nin Haziranında Milletler Cemiyeti'nden verilen bir görev elde ettiler. Esasen Milletler Cemiyeti'nin manda sistemi, Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılan Arap topraklarını Birleşik Krallık'ın elinde tutması için paravan görevini üstlemekteydi. 1923 yılında bu statünün resmileşmesiyle birlikte bölgede sivil bir manda yönetimi kuruldu. Filistin Mandasının İlk Yüksek Komiseri ise 20 Haziran 1920'den beri bölgede bulunan Sir Herbert Samuel oldu.

Filistin Mandası'nın Siyasi Yapısı

Filistin Mandası'nın siyasi yapısı, hem Arap hem de Yahudi nüfusunun temsil edilmesini amaçlayan karmaşık bir sistemdi. Manda yönetimi, yasama yetkisini Yüksek Komiser ile paylaşan bir yürütme konseyi ve seçimle belirlenen bir yasama konseyinden oluşmaktaydı. Ancak Filistin Mandası 28 yıllık yaşamı boyunca hiçbir zaman seçimlere gitmedi. Bu seçimlerin olmamasının esas nedeni, Yahudilerin azınlıkta olduklarını bilmelerinden dolayı seçimlere katılmayı reddederek boykot etmesiydi. 

Araplar da manda yönetimini tanımamakta ısrarlıydı. İki toplum arasındaki ihtilafın kendi aleyhine de döndüğünü gördüğü esnalarda Filistin Mandası yönetimi, Yahudi ve Arap toplumlarıyla ayrı ayrı ilişki kurmaya çalışmaktaydı. Yahudi toplumu, kendi kendini yöneten bir örgüt olan Yahudi Ulusal Konseyi (Vaad Leumi) aracılığıyla temsil ediliyordu. Arap toplumu ise çeşitli siyasi partiler, aileler ve dini cemaatler tarafından temsil ediliyordu. Manda yönetimi, hem Yahudi hem de Arap toplumlarının kalkınmasını desteklemeye çalıştı, ancak iki toplum arasındaki çatışmaları çözemedi.

Filistin Mandası'nın Ekonomisi

Filistin Mandası'nın ekonomisi, tarım, sanayi ve ticaret sektörlerinden oluşuyordu. Tarım sektörü hem Arap hem de Yahudi çiftçilerin ürettiği tahıl, meyve, sebze, zeytin, pamuk ve tütün gibi ürünlerle önemli bir gelir kaynağı oluşturmaktaydı. Sanayi sektörü ise Yahudi göçmenlerinin getirdiği sermaye ve teknoloji sayesinde gelişmekteydi. Tekstil, gıda, kimya, metal ve inşaat gibi alanlarda fabrikalar kuruldu. Ticaret sektörü ise hem bölgesel hem de uluslararası düzeyde canlıydı. Filistin Mandası'nın ihracatı, başta İngiltere olmak üzere Avrupa ülkelerine yönelikti. İthalatı ise başta Türkiye olmak üzere komşu ülkelerden ve Avrupa'dan geliyordu. Filistin Mandası'nın para birimiyse Filistin poundu idi.

Filistin Mandası'nın Kültürü

Filistin Mandası'nın kültürü, hem Arap hem de Yahudi kültürlerinin etkisi altındaydı. Arap kültürü, İslam dininin yanı sıra Arap edebiyatı, müziği, sanatı ve mimarisi gibi unsurları içeriyordu. Yahudi kültürü ise Yahudilik dininin yanı sıra İbrani dili, edebiyatı, müziği, sanatı ve mimarisi gibi unsurları içeriyordu. Filistin Mandası'nda eğitim sistemi de iki topluma göre ayrılmıştı. Arap okulları Arapça eğitim verirken, Yahudi okulları da İbranice eğitim veriyordu. Filistin Mandası'nda basın da önemli bir rol oynuyordu. Hem Arapça hem de İbranice yayınlanan gazete ve dergiler siyasi ve kültürel konulara değiniyordu.

Filistin Mandası'nın Sonu

Filistin Mandası'nın sonu, II. Dünya Savaşı'ndan sonra yaşanan gelişmelerle şekillendi. Savaş sırasında Filistin'deki Yahudi nüfusu arttı ve Yahudi direniş örgütleri İngilizlere karşı saldırılarda bulunmaya başladı. Savaştan sonra Birleşmiş Milletler (BM), Filistin'i Yahudi ve Arap devletleri olarak ikiye bölen bir plan önerdi. Bu plan Yahudiler tarafından kabul edilirken Araplar tarafından reddedildi. 14 Mayıs 1948'de Yahudiler, İsrail Devleti'nin kurulduğunu ilan etmesi üzerine ilk Arap-İsrail Savaşı başladı. Bu savaş sonucunda Filistin Mandası fiilen sona erdi ve toprakları İsrail, Ürdün ve Mısır arasında paylaşıldı.

0 yorumlar:

Yorum Gönder